Pazartesi, Ağustos 22, 2011

Fotoğraf dili üzerine bir alıntı…


Fotoğraf, kesinlikle makinelere bırakılacak birşey değildir. “Ben olayı biliyorum, sahneyi görüyorum, karşısına gelip deklanşöre basıyorum” demek işi çözmez. Sahneyi görüntüye dönüştürmek, görsel dile hakim olmak gerekir. Biz belgesel projelerde genellikle bir süreç anlatmaya kalkışırız. Oysa fotoğraf süreç anlatmaz, öncesi ve sonrası olmayan anlık bir durumu gösterir. Eğer bir anlık bir tespitle görünenler süreç hakkında gereken simgeleri içermiyorlarsa birinin fotoğrafın yanıbaşında ne olup bittiğini sözlü olarak anlatması gerekir ki, bu fotoğrafın başarısızlığını gösterir. Bu yönüyle fotoğraf tek kare işidir.

Her an ne anlatılıyorsa söylenecek söz o karede noktalanmalıdır. Ama bunun yanına ikinci bir söz, bir cümle daha gelebilir. Oluşacak bütün ise bir fotoğraf metnidir. Ama bu kesinlikle art arda fotoğraflarla bir eylemin nerede ise sinema diliyle anlatılabileceği gibi algılanmamalıdır.

[ Prof.Sabit Kalfagil, fotoğraf dergisi 92.Sayı ]
Çeşitli mecralarda yapılan yüzlerce fotoğraf tanımı içerisinde sanırım en çok içime sinen bu tanım oldu. Kendi adıma fotoğraf kompozisyonunu geliştirmek için bu tanımı akıldan çıkarmamak gerek diye düşünüyorum.