Cuma, Eylül 27, 2013

Android Ortamında Olmazsa Olmaz Uygulamalarım

Günümüzde -daha çok facebook ile haşırneşir olan- herkes akıllı telefon/tablet kullanımına geçmeye başladı. Özellikle neler yapılabileceğinin çok farkında olmayan kullanıcılara farkındalık yaratmak için aşağıda Android sistemim üzerinde "olmazsa olmaz" olarak nitelendirebileceğim uygulamalarımı listelemeye çalıştım. Elbette bunlar tamamen benim kullanım alışkanlık ve zevklerim doğrultusundaki tercihlerimdir.


GMail : Kişisel E-Postalarımın yönetimi için kullanırım.











Hangout : Google 'ın online yazışma uygulaması.











 WhatsApp : Artık neredeyse platform bağımsız hale geldiği için kullanıyorum. Buradan aradığım kişiye mesaj atmak çok daha kolay oluyor.

22.11.2013 tarihli değişiklik : Çevremdeki herkesle Hangouttan iletişime geçebildiğim için WhatsApp ı kullandığım uygulamalar listemden çıkarttım.








Pinterest : Sağda solda beğendiğim görsel tabanlı içerikleri toplamak ve konularına göre bir sepette biriktirmek ayrıca ilgi duyduğum konularla ilgili yeni keşiflerde bulunmak için kullanırım.









Facebook : Sadece eş,dost,arkadaşlarla iletişim halinde kalabilmek için kullanırım











Twitter : Gündemi takip etmek için kullanırım.










Falcon Pro : Alternatif bir twitter uygulaması. Uygulama gerçekten çok başarılı. Öyle ki Twitter'ın yasal uygulamasından çok daha keyifli bir twitter tecrübesi sunuyor. Ancak ilk defa login olabilmek için twitter'ın koyduğu engelleri aşmalısınız önce. Zor değil. Gerçekten uğraştığınıza değeceğine garanti veriririm. Nasıl yapacağınız ise şu blogda türkçe olarak çok güzel ve açık bir şekilde anlatılmış.


22.11.2013 tarihli değişiklik : Son güncellemelerden sonra Twitter'ın kendi uygulamasını kullandığımdan artık bu uygulamayı kullanmıyorum.





Google+ : Tüm paylaşımlarımı mutlaka burada da yaparım.











Foursquare : Nadiren kullansamda beğendiğim mekanlar hakkında fikirlerimi yazmaya çalışırım. Bilmediğim bir çevredeysem "nereye gidilir, ne yapılır, ne yenir" gibi tavsileri izlerim.









Evernote : Sistematik ve düzenli notlar tutmak ve web sayfalarından alıntı not etmek için kullanırım. Evernote' u hayatınızı düzenleyecek birçok konuya modelleyebilirsiniz. Türkçe blog' unu şuradan takip edebilirsiniz. Not defterinin çok ötesinde bir uygulamadır kendisi.








Keep : Her yerden ulaşabileceğim hızlıca notlar almak için kullanırım. Bunu daha çok post-it tarzı notlar için tercih ediyorum. Lokasyon bazlı hatırlatma özelliği oldukça işime yarıyor.









500px : En beğendiğim fotoğraflarımı seçip paylaştığım bir fotoğraf paylaşım mecrası.










Flickr : Paylaşmaya değer bulduğum tüm fotoğraflarımı yüklediğim bir fotoğraf paylaşım mecrası ve artık 1TB bedava alan veriyor.

22.11.2013 tarihli değişiklik : flickr hesabımı kapatıp buradaki fotoğraflarımı Google+ a taşıdım. Dolayısıyla artık bu uygulamayı kullanmıyorum.









Instagram : Kare formatın yakışacağına inandığım fotoğrafları paylaşıyorum.











Snapseed : Mobil fotoğraf düzenleme programı. Google, Nik Software'i satın alarak, Nik Sofware'in Nikon Capture NX2 yazılımında kullandığı U-Point teknolojisini Snapseed programıyla hem mobil ortama hemde google photos' a taşımış oldu.








Pocket : Herhangi bir web sayfasındaki yazıyı sonra okumak için pocket a gönderiyorum. Pocket okunacak içeriği alıp tertemiz bir kitap formatında sonra okunmak üzere listesine ekliyor. Okumak istediğinizde o siteye gitmeden uygulamayı açıp okuyorsunuz. Boş vakitlerde birşeyler okumayı seviyorsanız tam size göre.








Press : Görsel estetiğe ve minimal arayüz tasarımına önem verenlerin çok seveceği bir RSS okuyucusu. En sevdiğim özelliği "readability" desteği sayesinde rss gönderisini kısıtlı tutan sitelerin içeriğinide -siteye gitmeden- okuyup e-kitap formatında sunabilmesi.








Google Play Music : Müzik dinlemek için kullanırım. Detaylı bilgi için şu yazıma bakabilirsiniz.










SoundHound : Bu uygulama ile ortamda çalan müziği dinletip hangi şarkı olduğunu öğrenebilirsiniz.










MX Player : Film, dizi vs. izlemek için kullandığım ve en sevdiğim video oynatıcı.











Youtube : Bildiğiniz youtube uygulaması.











Viral Pro : Yasal youtube uygulamasının uyguladığı her türlü kısıtlamayı ortadan kaldıran çok faydalı bir uygulama. Ayrıca videoları uygulama dışında pop-up pencere olarak izleyebiliyorsunuz










Chrome : Google'ın Internet Tarayıcısı. Uygulamanın biraz hantal olduğunu söyleselerde Desktop ile Mobil arasında senkronizasyon olması tercih nedenimin başında geliyor. (Tam performans için donanım olarak güçlü bir telefonunuz olmalı)









GreenPower Premium : Pili verimli kullanabilmek için bir dizi kurallar tanımlayabiliyorsunuz. Kullanım alışkanlıklarınıza göre bir ayar profili oluşturup pilinizin hızlı tükenmesini engelleyebilirsiniz.









Safe In Cloud : Şifrelerinizi veya özel bilgilerinizi kriptolu olarak tutabileceğiniz bir program. Kriptolu veritabanını Dropbox veya GDrive üzerinde tutabiliyor. Böylelikle hem yedek almış oluyorsunuz hemde Windows programı ile bilgilerinize bilgisayarınızdan da ulaşabiliyorsunuz.








Expense Manager : Takip etmek istediğim giderlerimi uygun şekilde kategorilendirip uygulamaya giriyorum. Belirlediğim tarih aralıklarında harcama rapor ve grafikleri alıyorum. Uygulamanın, Holo arayüzü kullanması ve isterseniz verilerinizi kriptolu bir şekilde dropbox veya gdrive da tutabilmeside oldukça güzel.







Audio Control : Telefonun ses seviyelerini günün belli zaman dilimlerine göre farklı şekilde ayarlanacak şekilde kuruyorum. Böylece işte olduğum saatler arasında ses seviyeleri makul ölçülerde, evde veya dışarıda olduğum vakitlerde daha duyabileceğim seviyelere otomatik ayarlanıyor. (Evet, düzenli bir hayatım var. :))







Calender Widget : Google takvim verilerini widget olarak ana ekranda gösteriyor. Bu uygulamayı tercih sebebim -isterseniz- takvim girdisini -basitçe- telefonun alarm saati gibi kurabilmeniz. Çünkü bildiğiniz gibi standart takvim bildirimleri gözden kaçabiliyor. Ayrıca 1 haftaya kadar yayınlanacak olan türkçe çevirisini ben yaptım.







Readmill : Arayüzü çok güzel ve temiz bir e-kitap okuma uygulaması.

22.11.2013 tarihli değişiklik : Yakın zaman önce Google Play Books' un Türkiye'ye açılmasıyla artık Google Play Books kullanmaya başladım.








Şimdilik bu kadar. Umarım faydalı olmuştur.
Bu yazıyı, -kullandığım uygulamalar anlamında- ilerde olası değişebilecek kararlarıma göre güncel tutmayı planlıyorum.

Pazar, Eylül 15, 2013

Kahve Öğütmenin Önemi

Kahve hakkında fazla bilgi sahibi değilseniz "Neden önemli olsun ki sıcak suda eriyor sonuçta..." diyebilirsiniz.

Cevap : Hayır.


Sadece Instant kahve denilen (Nescafe vb.) kahveler suda erirler ki onlar aslında kahve değildir. Burada bahsi geçen kahveler, kahve çekirdeğinden öğütülen kahvelerdir ve -Türk Kahvesi Hariç- belli bir süre sıcak suda bekletildikten sonra süzülmek suretiyle demlenirler. French Press, Filtre, Türk Kahvesi gibi birçok değişik demleme metodu vardır.

Bir fincan kahveyi elde edene kadar kahvenin lezzetini etkileyen birçok faktör mevcuttur.

  • Havadaki nem,
  • Suyun sıcaklığı,
  • Suyun sertliği,
  • Kahvenin tazeliği,
  • Kahve çekirdeğinin ne zaman kavrulduğu,
  • Kahve çekirdeğinin ne zaman çekildiği,
  • Sıcak suyun derecesi/basıncı,
  • Kahvenin sıcak suda bekleme süresi,
  • Ne kalınlıkta öğütüldüğü vs. bir dolu faktör.

Şimdilik diğerlerini gözardı edersek; aşağıdaki 3 koşulu sağladığımız taktirde, güzel kokulu, aromalı ve lezzetli kahveler yapabilirsiniz. Gerisi, sizin tecrübe, beceri ve de yaratıcılığınıza kalmış.

  1. Kahve çekirdeğinin kalitesi ve tazeliği,
  2. Suyun kalitesi ve tazeliği,
  3. Kahvenizi nasıl demleyecekseniz ona uygun, homojen öğütme kalınlığı.

Öğütme kalınlığı ile kahve hazırlama metodu arasında bir orantı vardır. Aşağıda bu orantıyı görüyorsunuz.
">" işareti, öğütülen kahve parçacığının büyüklüğünü ifade ediyor.


French Press > Filtre Kahve > Espresso > Türk Kahvesi

Buna göre, French Press için en kalın çekilmiş kahve, Türk Kahvesi için ise en ince çekilmiş kahve kullanılmalıdır.

Peki, öğütülmüş kahve parçacıkları neden homojen olmalıdır?

Sebebi çok basit. Her kahve parçacığı sıcak suda kaldığı süre içerisinde suya birtakım aromatik yağlar ve tatlar bırakır. Süre uzadıkça "bitter" denilen acımsı tatlar suya geçmeye başlar. Bu süre, kahve parçacığının büyüklüğüne göre değişir. Dolayısıyla süreyi sabit tuttuğumuzu düşünürsek, süre dolduğunda küçük parçacıklar acımsı tatları bırakmışken, büyük parçacıklar tamamen tatlarını bırakamamıştır.

Lezzetli ve aromatik bir kahve içmek istiyorsanız -mümkünse- kahvenizi demlemeden hemen önce ve demleme yönteminize uygun büyüklükte çekiniz. Homojen öğütmeye dikkat ediniz.

Çarşamba, Eylül 11, 2013

Nerede O Eski Dergiler ?


Çocuk yaşlarda elektroniğe olan merakım, 80' li yılların sonlarına doğru sahip olduğum ilk kişisel bilgisayarım olan Commodore 64 ile iyice perçinlenmişti. Sonrasında daha iyi model marka bilgisayarlarım olduysa da Commodore 64 ün yeri hep ayrı oldu.

O dönemlerde Teleteknik' in çıkardığı Commodore Dergisi vardı ki benim için en az Commodore 64 ün kendisi kadar özeldir. Bu derginin en sevdiğim yanı içinde her seviyede okuyucuya hitap eden konulara yer vermesiydi. Öyle ki o ay bilgi seviyeme ağır geldiği için atlayıp belki 1 yıl sonra dönüp o konuları okuduğum zamanlar çok olmuştur. Pek tabiki bu zengin içerik o yılların şartları ve ürün çeşitliliğinin olmaması ile ilgili bir durumdu. Bugünün dergilerine baktığımızda ise bir iki tanesi hariç ya bir satınalma rehberine döndüğünü ya da periyodik olarak kendini tekrar ettiklerini görüyoruz.

2005 yılından beri amatör fotoğrafçılıkla ilgilendiğim için fotoğraf dergilerinide takip ediyorum ve aynı sorunu fotoğraf dergilerinde de görüyorum.

3 aydır bir fotoğraf dergisi almaya başladım ki o nostaljik tadı yıllar sonra bu dergide tekrar yakaladım.

Zaten bütün bu girizgâhın sebebi bu dergiyi sizlerlede paylaşmaktı tabi ki. :)

Derginin adı Digital-SLR Photography

Dergi içinde en çok hoşuma giden şey konuların okuyucuyu sürekli yeni ve yaratıcı birşeyler yapmaya teşvik ediyor olması. Anlattığı bir konu kafanızda başka bir fikir uyandırıyor ve bunları pratik çözümlerle kolayca uygulayabiliyorsunuz. İçinde yeni ürün tanıtımlarıda var ama sıkmayacak düzeyde.


Bu derginin dışında birde "fotoğraf" dergisi alıyorum. "Fotoğraf" dergisi -eskiden beri süregeldiği gibi- daha çok fotoğrafın teorik ve kültürel tarafına daha eğilimli. Bu iki dergi benim için birbirini tamamlayan güzel bir ikili oluşturuyorlar.

Elbette bunlar çok göreceli konular ama dijital fotoğrafla ilgilenen herkesin Digital-SLR Photography dergisine bir göz atıp değerlendirmesini öneririm.

Not : "Digital-SLR Photography" ve "fotoğraf" dergisi yönetimi ve satışı ile hiçbir bağlantısı olmayan sıradan bir okuyucuyum.

Google Music ile Buluta Geçmek


Bir müziksever olarak Google Music' i ilk duyurulduğu günden beri takip ederim. Müzik albümlerimi bulutta tutma fikri ve oradaki müzikleri -her ihtiyaç anında- bilgilerine göre sorgulayabilme ve dinleyebilme imkanı beni oldukça heyecanlandırmıştı. Servis, telif hakları nedeniyle Türkiye' de kullanıma kapalı olarak başladı. Aradan 2-3 sene geçmiş olmasına rağmen hala kapalı ve açılacak gibi de görünmüyor. iTunes kullanıcıları bu konuda daha şanslılar ama ben Google ve Android sempatizanı olarak iPhone 3G den sonra o mecralardan ayrıldım.

Pek çok kişinin -eminim ki- farkında olmadığı bu servisi tanıtarak bir farkındalık yaratmak istedim.

"Ama Türkiye'de kullanılamıyor??"

Hayır, kullanılabiliyor. Servisi aktif hale getirmenin bir yolu var. Ancak birazcık -teknik bilgi demeyeyimde- bilgisayar bilgisi gerektiriyor. Bir kereye mahsus olarak IP adresinizi Amerika'dan geliyormuş gibi gösterip servisi etkinleştirirseniz sonrasında normal bağlansanız da sorunsuz bir şekilde kullanabiliyorsunuz. Bunun için Free Hide IP gibi bir program kullanabilirsiniz. Benzer işi yapan birçok program bulunabilir. Veya VPN servislerinide kullanabilirsiniz.

Google Music arşivinizdeki müzikleri başkasıyla paylaşamıyorsunuz. Dolayısıyla yaptığımız bu işlemde yasal olarakta bir sakınca görmüyorum. Sonuçta kendi sahip olduğunuz arşivi yine kendiniz dinliyorsunuz.

Google Music ile neler yapabilirim? 

20.000 şarkı yükleme hakkınız var. Kendi arşivinizde bulunan mp3 uzantılı dosyaları PC ye yüklenen küçük bir program aracılığı ile buluta yüklüyorsunuz. Servisi etkinleştirirken -her Google Servisinde olduğu gibi- gmail hesabınızı kullanıyorsunuz. Müzik dosyalarınızın mp3 etiketlerinin(tag) düzenli olması, dijital arşivinizin anlamlı olması açısından önemli. Müziklerinizin Türü, Albüm Adı, Yılı, Bestecisi, Kapak Resmi vs. düzenli olursa sorgularınızda o kadar başarılı ve keyifli olur. Bunu dilerseniz yüklemeden önce mp3tag gibi etiket düzenleme programları ile yapabilirsiniz. Dilerseniz Google Music içerisindeki dahili etiket düzenleme seçenekleri ile yapabilirsiniz.

Son düzenlemelerden sonra müzik arşivim oldukça profesyonel ve şık görünüyor.

Google Music 'in en sevdiğim özelliklerinden biri Instant Mix. Herhangi bir şarkı üzerinden 'Instant Mix' yap dediğinizde, arşivde seçtiğiniz şarkıya benzer şarkılardan bir liste hazırlıyor. Bu listeyi saklı tutabiliyor ve her mobil cihazdan ulaşabiliyorsunuz. Keza playlistlerde aynı şekilde. Çeşit çeşit playlistler hazırlayabiliyor, bunları kaydedip mobil cihazlardan ulaşabiliyorsunuz. Birde online şarkı veya albüm satınalma var ama o kısmı ülkemizde çalışmıyor ne yazık ki. (Çalışıyorsa da ben bilmiyorum)

Android telefon ve/veya tabletiniz varsa dijital arşiviniz artık daha da değer kazanmaya başlıyor. Android için Google Music uygulaması mobil cihazınız üzerinde aynı şık görüntü ve konforu yaşatıyor. Farklı olarak buluttaki müzikler veya telefon/tablet hafızasındaki müzikler diye kütüphaneyi ayrı ayrı seçebiliyorsunuz. İsterseniz buluttan -internet üzerinden- istersenizde hafıza kartı üzerinden müziklerinizi dinleyebiliyorsunuz.

Google Music Android Uygulaması
Bundan sonrası keyfekeder ...

Tüm müzik arşivimizi buluta koyduk ve istediğimiz yerdende ulaşabiliyoruz. 
Peki evdeki müzik sistemimizle nasıl entegre edeceğiz?

Cevap : Bluetooth. 

Müzik sisteminizin kaynak girişine (AUX - Line In vs.) bluetooth müzik alıcısı bağladığınızı düşünün. Telefon, tablet veya notebook unuzdan bu alıcıya bluetooth ile bağlanıp çalmaya başlayın. 

Böylece zincir tamamlanmış oldu. Nasıl, güzel değil mi?

Bluetooth alıcı konusunda benim tercihim Logitech den yana olduysada başka seçeneklerde var. İlgilendiyseniz Serdar Kuzuloğlu'nun konuyla ilgili şu yazısını okuyabilirsiniz.

Şimdilik Hoşçakalın ...





Pazartesi, Eylül 09, 2013

Nexus 4 - Root Yetkisi Vermek ve Custom Recovery Yüklemek

Bir önceki yazımda Nexus 4 'e factory image üzerinden toolkit kullanmadan Stock Rom yüklemeyi anlatmıştım. Şimdi ise aynı yöntemle root yetkisi vermeyi ve custom recovery yüklemeyi anlatacağım.

Stock Rom ile yüklenmiş olan standart recovery modunun kapsamı sınırlıdır. Bu nedenle yazılımcı gruplar, Clockworkmod ve TWRP gibi yeni özellikler eklenmiş daha işlevsel recovery mod uygulamaları geliştirmişlerdir. Telefonun komple imaj yedeğini alabilmek ve bu yedekten geri dönebilmek, custom rom kurabilmek, sistem cachelerini temizlemek gibi birçok güzel özelliği vardır.



Şimdi ki konumuz daha önce yüklemiş olduğumuz stock rom için root yetkisi vermek.

Root yetkisine neden ihtiyaç duyarız ?
Bazı android uygulamaları daha alt seviyede kontrol sağlayabilmeleri için root yetkilerine ihtiyaç duyarlar. Titanium Backup programı buna örnektir. Bir diğer örnek : Green Power programı 4.2.2 versiyonuna kadar otomatik olarak uçak moduna geçebiliyordu. 4.2.2 versiyonu ile Google, uçak modu API desteği iptal etti. Bu durumda Green Power uçak moduna geçebilmek için root yetkisine ihtiyaç duymaya başladı.
Root yetkisi işletim sistemindeki en yetkili kullanıcı yetkisidir. Sistemin heryerine okuma/yazma hakkı vardır. Bu nedenle sistem dosyaları üzerinde yapacağınız yanlış bir değişiklik telefonunuzun açılmamasına sebep olabilir.

Root yetkisi verme işlemi, telefon marka, model ve işletim sistemi versiyonuna göre değişiklikler gösterebilir. Şu anki uygulamamız Nexus 4, Android 4.3(JWR66Y) için geçerlidir.

Buradan sonra anlatacaklarımın uygulamasında sorumluluk size aittir. Uygulamadan kaynaklanan olası problemlerden sorumlu olmadığımı belirtmek isterim. Bu işlem yazılımsal olarak garanti sürecini etkileyebilir. Ancak yaptıklarınızı geri alıp garanti sürecini normale döndürmekte mümkün.

Custom Recovery için TWRP yi kullanacağız. Buradan en güncel "img" dosyasını indirip Stock Rom yüklerken kullandığımız c:\nexus4 dizinin içine atın. USB kablo ile telefonunuzu PC ye bağlayıp fastboot modunda açın. (Kapalı iken Power + Ses kısma tuşu)
Komut satırını açıp c:\nexus4 altına gelin ve fastboot devices ile bağlantıyı kontrol edin.

Sorun yoksa aşağıdaki komutla devam edin :
fastboot flash recovery openrecovery-twrp-2.6.2.0-mako.img

İşlem tamamlandığında custom recovery yüklemiş oldunuz demektir. Bu kadar basit.
(Tekrar stock recovery'e dönmek istediğinizde önceki yazıdaki "fastboot flash recovery" kısmını uygulamanız yeterli. İşte bu metodun esnek tarafı burası. Kontrol tamamen sizde.)

Sıra geldi root yetkisini vermeye.

Root yetkisi için ChainFire'ın SuperSU uygulamasını kullanacağız. Buradan UPDATE-SuperSU-v1.60.zip dosyasını indirin.(Şu an v1.60 ama ileride versiyon değişebilir. En güncel olanını kullanın.) Telefonu normal açıp dosyayı dahili hafızada kök dizine kopyalayın.

Telefonu kapatıp Recovery modda açın. (Power+Ses Kısma ile aç, Recovery' i seç) Dikkat ederseniz telefonumuz Teamwin (TWRP) Recovery ile açıldı.
"Install" butonuna tıklayın. Dosya menüsünden aşağı kayarak az önce kopyaladığınız dosyayı bulun ve üzerine tıklayın. En alttaki alanı kaydırarak yüklemeyi onaylayın. Yükleme işlemi bittiğinde geri giderek sistemi yeniden başlatın. Öncesinde "Fix Superuser Permissions" seçeneği gelirse onaylayın.



Böylece Root Yetkisi Verme işlemimizde tamamlanmış oldu.

Görüşmek üzere...

Pazar, Eylül 08, 2013

Nexus 4 - Manuel Stock Rom Yüklemek


Stock Rom nedir?
Stock Rom üreticinin yayınladığı android telefonun tüm donanımlarını sorunsuz kullanabilen stabil işletim sistemi sürümüdür. 
Custom Rom nedir?
Belirli grupların açık kaynak android sistem üzerinden modifiye edip derlediği, stock rom a göre eksik gördüğü bir takım özellikleri eklediği işletim sistemidir. Versiyonuna göre stabil olabilir veya olmayabilir. 
Stock/Custom rom yüklemek ile ilgili internette İngilizce veya Türkçe çokça kaynak görebilirsiniz. Kafanız karışabilir. Telefona zarar vermemek adına cesaretiniz kırılabilir. Benim burada anlatacağım yöntem, benimde tercih ettiğim kontrolü sizde olan en basit yöntemdir.

- "Zaten telefonumuzu Google otomatik olarak (OTA) güncelliyor. Neden buna ihtiyaç duyarım?" diyenler olabilir. Cevaplar kişiden kişiye değişebilir. Benim gibi sabırsız kullanıcılar hemen güncellemek isteyebilir. Kimisi "bi kullansınlar bakalım hataları çıksın" diyebilir. Veya custom rom yüklemişsinizdir. Tekrar stock rom a geri dönmek istiyorsunuzdur. Vesaire ... Sebepler çok çeşitli olabilir.

Google yeni versiyon yayınladığında her ülkeye aynı anda dağıtmaz. Fakat güncelleme işlemini manuel yapmak isteyenler için sistem imaj dosyasını yayınlar. Oradan indirip, birazdan anlatacağım yöntemle kolayca kurabilirsiniz.

Buradan sonra anlatacaklarımın uygulamasında sorumluluk size aittir. Uygulamadan kaynaklanan olası problemlerden sorumlu olmadığımı belirtmek isterim. Bu işlem yazılımsal olarak garanti sürecini etkileyebilir. Ancak yaptıklarınızı geri alıp garanti sürecini normale döndürmekte mümkün.

Herşeyden önce önemli tüm dosyalarınızı yedekleyin. Uygulama yedekleri Titanium Backup gibi programlarla alınsada ben farklı rom geçişlerinde uygulamaları yeniden kurmayı tercih ediyorum.

Google, Nexus cihazlarıyla ilgili tüm sürümlere ait imaj dosyalarını burada yayınlar. Önce bu dosyayı indirip bir kenara koyalım.

Birazdan indirdiğimiz imaj dosyasının içini 7zip ile açacağız. Sıkıştırılmış dosyaları açmak için 7zip kullanabilirsiniz. Bu program oldukça başarılı ve ücretsizdir.

Herşeyden önce PC mizin üzerine Nexus Driver ımızı düzgünce kurabilmemiz lazım. Bunun için şu adresten Universal Naked Driver kurulum dosyasını indirelim. Windows XP için sorunsuz kuruluyor. Windows 7 ve 8 içinse aynı adresteki resimli yönergeleri izleyerek kurabilirsiniz. Windows 8 için hala sorun oluyorsa şu yönergeleri deneyebilirsiniz.

Driver'ları kurduysanız işin en zor kısmını geçtik demektir. :)

Romu flash'lamak için kullanacağımız android-adb_fastboot-16.01.zip dosyasını indirin.
Düzeltme : 5.0.1 versiyonu ile birlikte adb versiyonu değişti. O yüzden linkteki adb dosyasını indirip kullanın.

C:\ de nexus4 adında bir dizin açıp indirdiğimiz zip dosyanın içini buraya kopyalayın.

Şimdi ilk indirdiğimiz imaj dosyasını 7zip ile çift tıklayarak açıyoruz. Dosya tgz formatında olduğundan açılan dosya üzerine iki kez daha çift tıklıyoruz. Burada göreceğiniz img uzantılı 2 dosyayı çekip dışarı alıyoruz. Daha sonra aynı yerdeki zip dosyasına çift tıklıyoruz. Ve buradaki img uzantılı dosyalarıda çekip dışarı alıyoruz. Dışarı aldığımız tüm .img uzantılı dosyaları c:\nexus4 altına kopyalıyoruz. İşlemi aşağıdaki resimlerden kontrol edebilirsiniz.




nexus 4 dizinin altındaki son görünüm bu şekilde olmalıdır.
Şimdi telefonumuzu USB port kablosu ile PC ye bağlayalım. Telefonu kapatıp fastboot modunda açalım. Bunun için telefon kapandıktan sonra Power ve ses kısma tuşuna basılı olarak açtığımızda karşımıza şöyle bir ekran gelmeli.

fastboot modu

Artık komut satırına geçip nexus4 dizinine geliyoruz. Bundan sonraki tüm işimizi burada yapacağız. PC mizin telefonu tanıdığından emin olmak için komut satırında fastboot devices yazıyoruz. Herşey normalse (driver larımız doğru yüklendiyse) aşağıdaki gibi bir sonuç almamız lazım.

Herşey normalse böyle bir sonuç almamız lazım.

Çok önemli not : Aşağıdaki işlemleri uygularken elektrik kesintisi, kablo çıkması gibi etkilerin olmamasına dikkat edin. Aksi halde telefonunuz zarar görebilir.

Yukarıda gördüğünüz komut ekranındayken sırasıyla aşağıdaki komutları veriyoruz :

fastboot oem unlock

Bootloader kilidi açık değilse önce onu açıyoruz. (İlk kez yapıyorsanız açık değildir.)
Şöyle bir uyarı alacaksınız: "This will wipe your entire device (including the /sdcard folder). Accept." Ekrana dokunmadan ses tuşlarıyla "accept" seçeneğini seçin. (Bu işlem dahili hafıza dahil tüm verilerin silinmesine neden olur.)

fastboot reboot-bootloader
komutu ile telefonu yeniden başlatıyoruz.

fastboot flash bootloader bootloader-mako-makoz10o.img
bootloader' ı flaşlıyoruz. (bootloader-mako-makoz10o.img dosya ismidir ve versiyonlara göre değişiklik gösterebilir.)

fastboot reboot-bootloader
komutu ile telefonu yeniden başlatıyoruz.

fastboot flash radio radio-mako-m9615a-cefwmazm-2.0.1700.48.img
Radio'yu flaşlıyoruz. (radio-mako-m9615a-cefwmazm-2.0.1700.48.img dosya ismidir ve versiyonlara göre değişiklik gösterebilir.)

fastboot reboot-bootloader
komutu ile telefonu yeniden başlatıyoruz.

fastboot flash system system.img
komutu ile system partition ı flaşlıyoruz.

fastboot flash userdata userdata.img
komutu ile userdata partition ı flaşlıyoruz. Bootloader kilidiniz daha önceden açıksa bu işlemin tüm verilerinizi sileceğini UNUTMAYIN!

fastboot flash boot boot.img
komutu ile kernel/ramdisk i flaşlıyoruz.

fastboot flash recovery recovery.img
komutu ile recovery partition ı flaşlıyoruz.

fastboot format cache
komutu ile cache partition ı siliyoruz.

fastboot reboot
komutu ile yeniden başlatıyoruz.

Tebrikler! Hepsi bu kadar. Artık stock romu yüklediniz.

Uygulamalarımızı kurmaya başlamadan önce dikkat etmemiz gereken önemli bir nokta daha var.
Özellikle 16GB Nexus4 lerde Sistem/Ayarlar/Depolama' nın altına baktığımızda 5GB civarında kullanılabilir alan olduğunu göreceksiniz. Normalde 12GB civarında bir değer görüyor olmamız lazım.

Bu durumu şöyle düzeltiyoruz:

  1. Telefonu tekrar fastboot modunda açın. (Kapatıp, Power ve Ses Kısma tuşuna basılı tutarak) Yukarıda yeşil renkte "Start" göründüğünde, kırmızı "Recovery mode" yazısına gelinceye kadar ses kısma tuşuna birkaç kez basın. 
  2. Arkasından power tuşuna basıp "Recovery mode" a geçiş yapın. Bu ekranda bir Android resmi ve küçük kırmızı bir üçgen görmelisiniz.Power tuşu ile Ses açma tuşuna aynı anda bastığınızda menü seçenekleri görünür duruma gelecek. 
  3. Ses tuşları ile wipe data/factory reset seçeneğinin üzerine gelip Power tuşu ile seçin. Sonra çıkacak ekranda yine ses tuşlarıyla Yes – erase all user data seçeneğinin üzerine gelip Power tuşu ile seçin. 
  4. Arkasından aynı işlemi wipe data cache partition seçeneği içinde yaparak cache leri yeniden temizleyin. İşlem bitince telefonunuzu yeniden başlatın. 
  5. Sistem/Ayarlar/Depolama nın altına tekrar baktığınızda 12GB kullanılabilir alanı görmelisiniz.

Bir sonraki yazıda aynı yöntemle custom recovery yüklemeyi ve 4.3 versiyonu için root yetkisi vermeyi anlatacağım. O zamana kadar görüşmek üzere...

Kaynak : XDA

Pazartesi, Eylül 02, 2013

Taşınabilir Şarj Cihazı

Akıllı telefon kullanıcılarının en büyük derdi pil süresinin hala tatmin edici seviyelere gelmemesidir. Hatta çok yoğun telefon ile konuşanlar günü bitirememekten şikayetçidirler. Teknoloji hala bu konuda kökten bir çözüm üretemedi ne yazık ki.

Üreticiler ve uygulama geliştiriciler, sistem optimizasyonları ile enerji sarfiyatını düşürme veya şarj olma süresini kısaltma gibi yöntemlerle sorununun etrafında dolanarak iyileştirme çözümleri uygulamaya çalışmaktalar. Hatta son dönemde kablosuz şarj sistemlerinin çıkmasını hala köklü bir çözüm bulunamadığının habercisi olarak yorumluyorum.

Çözümlerden biri de içerisinde ekstra pil barındıran telefon kılıflarıdır. Bu kılıflar işe yarasada doğası gereği telefonu kalınlaştırır. Dolayısıyla benim gibi estetik takıntısı olanlara göre değil kesinlikle.

Bir diğer çözüm ki benim kullandığım ve bu yazıyı paylaşmama neden olan taşınabilir şarj cihazlarıdır. Bu cihazlar kendi içerisinde -modeline göre- belli büyüklüklerde pil barındırır. Üzerindeki dahili usb portları üzerinden telefonunuzu veya tabletinizi şarj edebilirsiniz.

Türkiye' de satılan bu tip ürünler mevcut olsada, Duracell'in 1800mAh lik modelinin Samsung SIII ü tam şarj edemediğini inceleme videolarında izlemiştim. Başka bir seçenek bulamayınca da DealExtreme sitesinde araştırmaya koyuldum ve şu modeli seçip satın aldım. Bu cihaz 12500mAh kapasitesi ile Nexus 4 telefonumu 5 kez tam şarj yapabiliyor. Fiyatı ise Duracell 1800mAh nin neredeyse yarısı kadar. Malzeme kalitesi oldukça iyi. Ayrıca üzerinde ekstradan led fener ve sd kart okuyucusuda mevcut. Boyutları ise 2.5" taşınabilir harddisk kadar.




Ben, işim gereği tüm gün masabaşında olduğumdan, şarj ile ilgili pek fazla sıkıntı yaşamıyorum. İş günleri dışında ise ihtiyaçlar değişebiliyor. Hepinizin başına gelmiştir; dışarı çıkacaksınızdır fakat telefonunuzun şarjının %10 a düştüğünü o an farkedersiniz. Çıktığınızda belki akşama kadar priz bulma şansınızda olmayacaktır. Veya dışarıdayken şarjı az diye telefonu kullanmaya çekindiğiniz durumlar olabilir. Bu gibi durumlarda bu cihaz çantanızda cankurtaran olarak bekliyor olacak. Siz yürüyüşünüzü yaparken, gezerken veya kafede oturuken, o çantanızda şarj olacak. Daha uzun ömürlü piller üretilinceye kadar bence en güzel çözüm bu.