Salı, Ekim 28, 2014

Android 5.0 Lollipop için Manuel Kurulum Yöntemi

Google, Android 5.0 Lollipop sürümünü 3 Kasımda yayınlayacak. Google, yeni bir Android sürümü yayınladığında doğal olarak ilk önce kendi ürünü olan Nexus cihazları için yayınlar. Bu yüzden tüm Nexus kullanıcıları 3 Kasım tarihine kilitlenmiş durumda.

Sürüm, Google tarafından yayınlandıktan sonra güncelleme yapmanın birden fazla yöntemi var.

Normalde süreç şöyle çalışır : (Nexus lar için geçerli olduğunu tekrar hatırlatayım.)

  1. Telefon veya tabletinizde “Yeni bir Güncelleme Var” uyarısı ile karşılaşırsınız ve güncellersiniz. Buna OTA (Over The Air) denir. Teknik bilgiye sahip olmayan son kullanıcılar için en güvenli ve kolay yol budur.
  2. 3.parti toolkit vs. gibi programlar yardımıyla yine çok fazla teknik detaylarla boğuşmadan kurulum yapmayı sağlar.
  3. Google, her nexus cihazının işletim sistemi kurulum imaj dosyalarını burada yayınlar. İmaj dosyasını buradan indirir ve teknik talimatları izleyerek kurulumu yaparsınız.
  4. Manuel kurulum. Bu yöntem aynı zamanda benimde tercih ettiğim yöntemdir. 3. adıma çok benzer. Farkı şudur : 3. adımda indirdiğiniz imaj dosyası kendi içinde sistem, kullanıcı data, radio , kernel vs. gibi farklı bölümler içerir. Bu bölümleri ayrı ayrı kurabilirsiniz. Böylece, örneğin farklı bir kernel deneyip orjinale dönmek istediğinizde sadece kernel bölümünü dönerek zaman kazanırsınız. Ne yaptığınızı bildiğiniz sürece hiç bir riski yoktur.

Google, OTA yayınlamaya başladığında her ülkeye aynı anda yayınlamaz. Fakat imaj dosyalarını yukarıda verdiğim linkte hemen yayınlar. Bu sayede hiç beklemeden sisteminizi yükseltebilirsiniz.

Ben bu tip büyük güncellemelerde sistemi sıfırlayıp yeni bir kurulum yapmayı tercih ediyorum. Bunun içinde yukarıda bahsettiğim 4. yöntemi kullanıyorum. Bu yöntemin detaylarını, nasıl uygulandığını eski versiyonlar için daha önce yazmıştım. Bunda da değişiklik yok. Aynı şekilde Android 5.0 Lollipop imajı yayınlandığı anda uygulanabilir.

Görüşmek üzere …

Pazartesi, Ekim 20, 2014

Instapaper ile keyifli okumalar

Boş vakitlerde, yol ve yolculukta, tablet veya telefon üzerinden birşeyler okumayı seviyorum. İnternet üzerinde düzenli takip ettiğim blog yazıları, gazetelerin köşe yazarları, e-kitaplar veya dijital dergiler gibi bir çok içeriği takip etmeye çalışıyorum. Fakat bir sorun var ki tabletim sadece kablosuz ağ bağlantısına sahip. Kablosuz internetin olmadığı yerlerde online içeriklere erişemiyorum. Bu noktada instapaper imdadıma yetişiyor. Instapaper ücretsiz bir bulut servisi. (Ek özellikler için ücretli tarafıda var. Ancak benim ihtiyacımı ücretsiz olarak tamamen karşılıyor)

Instapaper ne işe yarar?


Teknolojiye ve okumaya meraklıysanız e-kitap dizgilerinin temiz ve okunaklı görüntülerine aşina olmuşsunuzdur. Instapaper, tarayıcınıza kuracağınız eklentisi sayesinde internet sayfalarındaki okumak istediğiniz kısmı sayfanın diğer öğelerinden arındırarak tertemiz bir formatta sizin instapaper hesabınıza aktarıyor. İstediğinizde iOS/Android tablet, telefon veya masaüstü/dizüstü bilgisayarınız üzerinden bu içeriğe ulaşabiliyorsunuz. En güzel tarafıda aktardığınız içerikleri okumak için internet bağlantınız olması gerekmiyor.

Instapaper a içerik kaydetmenin birden fazla yolu mevcut.

  • Instapaper hesabından direk url ekleyebilirsiniz.
  • Internet tarayıcınıza yükleyeceğiniz instapaper eklentisi ile bulunduğunuz sayfayı tek tıkla aktarabilirsiniz.
  • Instapaper ın size özel verdiği email adresine attığınız mail, direk instapaper hesabınıza kaydedilir.
  • Android de zaten hep var olan ios da ise 8 versiyonu ile beraber gelen uygulama paylaşım menüsünden instapaper a direk yönlendirme yapabilirsiniz.
  • Ayrıca bildiğim kadarıyla Kindle desteğide mevcutmuş. Kindle kullanmadığım için deneme şansım olmadı.

Son güncelleme ile Instapaper da gördüğünüz içeriği birebir Evernote a da aktarabiliyorsunuz.

Benzer özelliklerde birde pocket servisi var. Fakat instapaper bana kitap okuma hissini daha çok veriyor. Ayrıca konu başlıklarını düzenlemeye olanak tanımasıda instapaper tercih etmemin diğer bir nedeni.

instapaper, ifttt servisi üzerinde de kullanılabilir bir kanal olarak mevcut. Bu konu apayrı bir yazı konusu ama yine de bahsetmiş olayım. Kendinize uygun kurulumları yaparak ilgi duyduğunuz konuların instapaper listenize otomatik olarak eklenmesini sağlayabilirsiniz.
Okumaya ve teknolojiye meraklıysanız ve instapaper ı daha önce duymadıysanız bi inceleyin derim.

Perşembe, Ekim 09, 2014

Chromecast için backdrop özelliği geldi.

Nedir bu “backdrop” özelliği?

Daha önce chromecast ile ilgili yazımda bahsetmiştim. Chromecast, yukarıdaki resimdeki gibi hazırda beklerken size güzel fotoğraflar gösteriyordu. “Backdrop” özelliği ile göstereceği fotoğrafları özelleştirebiliyorsunuz. Sanatsal fotoğraflar, hava durumu, haber gibi seçeneklerin dışında Google+ Albümlerinizide burada görüntülenecek şekilde ayarlayabiliyorsunuz. Böylece chromecast’ iniz boş kaldığında harika bir dijital fotoğraf çerçevesine dönüşüyor.

 

Android için APK dosyasını buradan indirip kurabilirsiniz.

iPad ve iPhone için ise AppleStore’dan kurabilirsiniz.

Kaynak

Çarşamba, Ekim 08, 2014

Lightroom Kataloğunu Birden Fazla Bilgisayarda Paylaşmak


Varsayalım ki fotoğraflarınızı arsivlemek ve düzenlemek için Adobe Lightroom kullanıyorsunuz. Yine varsayalım ki evdeki masaüstü bilgisayarınız, dizüstü bilgisayarınız, işyerindeki bilgisayarınız gibi birden fazla bilgisayarınız var. Lightroomda oluşturduğunuz kataloğunuzu diğer bilgisayarlarınızdan da kullanma ihtiyacınız olmadı mı? Mutlaka olmuştur. Bunu yapabilmenin birden fazla metodu var. Değerlendirip hangisinin size uygun olduğuna kendiniz karar vermelisiniz. Öncelikle bazı limitlerimiz var. Örneğin Lightroom un kataloglama için kullandığı veritabanı(SQLite) maalesef çok kullanıcılı erişim için tasarlanmamıştır. O nedenle kullanacağınız kataloğun veritabanı dosyalarının fiziksel yeri, bilgisayarınıza bağlanmış bir disk üzerinde olmalıdır. Ağ üzerinde bir lokasyonda olamaz. Özetle Lightroom, ‘tek kullanıcılı’ bir uygulamadır ve Adobe, kataloğun ağ üzerinde tutulmasına veri bütünlüğünün bozulması riskine karşı izin vermez.

Peki bu durumda ne yapacağız? Seçeneklerimize bir göz atalım:

  1. Fotoğraflar ve Lightroom Kataloğunu harici disk üzerinde tutun. Bu yöntemi kullanmak için harici diski bağlayacağınız her bilgisayarı aynı sürücü harfini alacak şekilde ayarlamalısınız. Bu yöntem oldukça esnek olmasına rağmen performansı, dahili disk sürücüsüne göre daha düşüktür. Ama USB 3.0 seçeneğini kullanmak güzel sonuçlar vermektedir. Ayrıca basitçe harici diskin yedeğini almak tüm fotoğraflarınızın ve kataloğunuzun yedeğiniz almanızı sağlayacaktır.
  2. Lightroom Kataloğunu dahili diskinizde tutun ve kataloğu diğer bilgisayarlarınız arasında kopyalayın. Fotoğrafları ise dahili/harici diskte veya network üzerinde tutabilirsiz. Bu kullanım metodunda bir bilgisayarı ana bilgisayar olarak belirlemelisiniz ki en güncel kataloğun olduğu bilgisayar belli olsun. Diğer bilgisayar üzerindeki katalogta bir değişiklik olursa ana bilgisayardaki kataloğuda güncellemelisiniz. Aksi halde kontrolü kaybederseniz içinden çıkılmaz hale gelebilir. Bu yöntemi tercih eden olur mu bilmiyorum ama yönetimi oldukça zor.
  3. Lightroom Kataloğunu bulut depolamada (Dropbox gibi) tutun. Kullanacağınız her bilgisayarda bulut depolamanın senkronizasyon programının kurulu olması şart. Fotoğrafları ise dahili/harici diskte veya network üzerinde tutabilirsiz. Bu metodun ilk koşulu senkronizasyon için hızlı bir internet bağlantısına sahip olmanız. Dropbox sadece değişen dosyaların hareketlerini izlediği için bilgisayarlar arasında çok hızlı bir şekilde senkronizasyon gerçekleşir. Fakat programda senkronizasyon olacak klasörleri seçerken (Selective Sync) Lightroom Kataloğunu dahil etmeli ama fotoğrafların önizleme dosyalarını hariç tutmalısınız. Bu çözüm sonuçta çalışıyor. Ama unutmayınız ki katalog dediğimiz şey bir veritabanı. Senkronizasyonda çıkabilecek en ufak bir aksaklık dosyalar arasında tutarsızlığa neden olur ki bu da kataloğunuzun bozulmasına sebep olabilir. Bu yöntemi kullandığınızda programları açıp kapatırken veya bilgisayarınızı kapatırken senkronizasyonun tamamlanmış olmasına özellikle dikkat etmelisiniz.

Ben hangisini tercih ediyorum?

Benim tercihim 1.seçenek. Fotoğrafların orjinallerini ve Lightroom Kataloğunu USB3.0 veriyoluna sahip harici disk üzerinde tutuyorum. Ayrıca tüm presetleri katalog içinde tutacak şekilde ayarladım. Böylece Lightroom kurulu olan herhangi bir bilgisayarda (Sürücü harfi aynı olmalı) kataloğu açtığımda herşey bıraktığım gibi geliyor.

Birde aynı diskte “seçme” fotoğrafların 2048 piksel versiyonlarının ayrı bir kataloğunu tutuyorum. Onunda amacını ve mantığını başka bir yazıda anlatırım artık.

Kaynak

Salı, Ekim 07, 2014

Cinemagraph Yapmayı Denedim.

Cinemagraph diye bir şey varmış. Fotoğraf gibi sabit bir görüntü düşünün ama bazı bölümleri hareketli. Akıllıca planlanıp yapılırsa izlemesi şaşırtıcı ve eğlenceli. Photoshop kullanmayı seviyorsanız yapması çok zor değil. Şurada nasıl yapıldığını detaylı bir şekilde anlatıyor. Bende naçizane aşağıdaki örneği denedim. Bakın burada çok eğlenceli örneklerini de görebilirsiniz.

İlk denemeye göre fena değil sanki…


Pazartesi, Ekim 06, 2014

Kahvaltı için güzel bir mekan – Karaçam



Bahar aylarının vazgeçilmez kaçamakları olan kahvaltı mekanları, son günlerde epeyce çoğalsada doğa ortamı, lezzetli yiyecekler ve iyi hizmeti birarada bulmak biraz şans işi. Ailemle tercih ettiğimiz bu mekanın pek bilinmediğini tahmin ettiğim için paylaşmayı düşündüm. (Paylaşmak iyi bir fikir mi acaba?) İzmir’ lilerin kahvaltı mekanlarında sıkça tercih ettiği Çiçekli Köy’ ün -sanırım- tam ters istikametinde kalması nedeniyle burası genelde sakin oluyor.

Karaçam Kahvaltı ve Piknik Alanı


Karşıda görülen alan ilkbahar aylarında çimlendiriliyor ve masalar çimlerin üzerine yerleştiriliyor.

Çevrede tavukların, kazların ve tavşanların serbestçe gezindiği ortamda çocukları rahatça kendi hallerine bırakabilirsiniz. Kahvaltılık çeşitleri yeterli ve lezzetli. İçinde odun ateşi olan semaver ile çay servisi yapılıyor. Bir de tuvaleti oldukça temiz. Kahvaltınızı yaptıktan sonra isterseniz çam ağaçlarının arasından küçük bir orman gezintisine çıkabilirsiniz.

İsterseniz devamını fotoğraflar anlatsın.
Haa, fiyatlar mı? Makul. Örnekse 2 kişilik kahvaltı için 36TL hesap ödedik. (Pazar harici günler daha ucuz oluyormuş.)
Semaveriniz hemen hazır oluyor.
Temiz çam havası insanı az da olsa şehirden uzaklaştırıyor.
Hafif tırmanmalı yürüyüş kahvaltı sonrası iyi gelebilir.
Etrafta bir dolu tavşan görebilirsiniz.
Fotoğraf çekmek için bile yanaşmak zor tabi.
Yorulduğunuzda dinlenecek yerlerde mevcut.
İsterseniz sadece piknik yapmak içinde buraya gelebilirsiniz.
Yukarıdan Manisa yolu böyle görünüyor.
Çiçekli Köy’e gidiş istikametinde bu şekilde Karaçam’a geçebilirsiniz.