Pazar, Kasım 23, 2014

Kahve Delisi


Kahve içmeyi severim. Ama kahve içmeyi!.. Yanlış hatırlamıyorsam 6-7 sene önceydi. O güne kadar kahve diye yutturulanların şekerle tatlandırılarak bişeye benzetilmeye çalışılan kahvemsi içeçekler olduğunu farkettim. Önce bir yerden rastgele kahve çekirdeği aldım. Sonra manuel çalışan bir el değirmeni. Arkasından sıradan bir espresso makinası. Sonra başladım interneti didiklemeye. Huyumdur, merak sardığım şeyi en ince detaylarına kadar öğrenmek isterim. Bir foruma denk geldim. Orada bir kullanıcı vardı. “kahve delisi” takma adında. Her acemiye üşenmeden, uzun uzun anlatımlar yapar sanki orada yaşardı. Kendine has bir anlatım tarzı vardı. Bu işin ticaretini yapmıyordu ama konusunda uzmandı. Ne yalan söyleyeyim bende kendi adıma çok şey öğrendim kahve delisinden. Ne üzücü ki o foruma şu anda ulaşamıyorum. Neyse ki önem taşıdığını düşündüğüm her bilgiyi mutlaka arşivlerim. Geçen gün evernote arşivimi tararken gördüm o notları ve blogumdada olmasına karar verdim.

Hani yukarıda dedim ya : “kahve çekirdeği, değirmen ve sıradan bir makina aldım.” diye. İşte onu sormuşum kahve delisine. “İyi kahve yapmak için bunlar nasıldır?” diye.

O da bana “Bu senin için geçici bir heves mi yoksa ciddi olarak bu konu ile ilgilenmeyi düşünüyor musun?” diye sormuş.

Bende “tabi ki ciddi” demişim ve arkasından kahve delisinin cevabı şu olmuş :

Tamam benim de öğrenmek istedigim buydu. Çünkü sadece anlık meraklı bir kahve içicisi ile daha iyisini arayan, bunun için çaba gösterecek kahve içicisi arasında “bence” büyük fark var. Hem ayıracakları para ve zaman daha farklı hem de bakış açıları daha farklı. Kahveyi arada bir içen ve içtigi şeyin kendileri için çok da önemi olmayan bir kitleye kahve ve ekipmanları hakkında bilgi vermek, onları daha üst seviye ürünlere yönlendirmek kesinlikle mantıksız ve karşıdaki için de sıkıcı, soğutucu bir deneyim yada sadece genel kültür olmaktan öteye gitmiyor.
Şimdi sevgili özgür, hızlıca yol alabilmek için kibarlığı bir tarafa bırakıp, açık ve acı konuşacagım. An itibarı ile elindeki kahve yapmak için kullandığın malzemeyi yine fotoğraf üzerinden kıyaslayacak olursak.. (tabi bir sure sonra bu fotoğrafla kıyaslama işini yapmayacağız, sadece daha kolay anlaşılsın diye senin iyi bildiğin bir alandan örnek veriyorum) Hani cep telefonlarına kamera ilk kez konulmuştu ve o kameralar ancak 640×480 ebadinda gizli kamera ile çekilmiş gibi, grainli ve düşük çözünürlüklü kalitede görüntüler veriyordu ya.. Hah işte sendekiler ondan da beter!
Burada bana içinden saydırman için sana 5 dakika bırakıyorum sonra devam edecegim.
Evvet doldu 5 dakika, gelelim ekipmanlara. Neden? Büyük ihtimal bunu soruyorsundur, bu makinelerle kahve yapıyorum, içilebiliyor da diyorsundur. Kahve işinde önemli bir nokta var ki, o da şudur –> kahve için asla ve asla tek başına yeterli “bir” etken yoktur, kahvesinden makinasina, makinasindan kullanıcısına, kullanıcısından suyuna, havadaki o günkü neme, kavurucuya, kavurucunun kullandığı kavurma aletine, kavrulan yeşil çekirdegin tazeliğine, kavrulmuş çekirdeğin tazeliğine, saklama koşullarına, öğütücüye, öğütme kalınlığına, kullanılan malzemelerin doğru oranda kullanımına kadar dikkat edilmesi gerekir (ki daha tamamını sayamadım). Bakın yanlış anlaşılmasın bunlardan biri olmazsa olmaz durumu değil bahsettiğim şey. Bunlardan her birini ne kadar daha iyi hale getirirseniz çıkan netice de o kadar iyi olacaktir. Aynı şekilde bu bileşenlerden en önemsiz gibi görünen havadaki nem’i hesaba katmadığınızı varsayalım, geri kalan herşey mükemmel, çıkan kahve rezalet olabilir
Fakat tabi ki bu yazdıklarım, sizin daha alt düzey ekipmanla iyi sonuçlar alamayacağınız anlamına gelmez. Elinizdekileri üst seviyede kullanırsınız, güzel sonuçlar yakalamaya başlarsınız… Ancak… bu sadece elinizdeki ana maddeyi çok iyi tanıyarak mümkün olacaktır, yani kahveyi.. Artı ehemmiyetle belirtmeliyimki şu ana kadar bildiğiniz doğru yada yanlış herşeyi arka plana atıp öyle başlayın bu kahve işine.
Ekipmanlarla ilgili sorularınıza an itibari ile cevap vermek pek istemiyorum, doğru baslangıç noktasının ekipman olmadığına inanıyorum, zira kaliteli kahve kullanarak herhangi bir ekipmanla içilebilir birşeyler çıkarmak mümkün ama kalitesiz kahve ile isterseniz ekipmanlarin şahını kullanın sonuç hüsran olacaktır. İyi bir kahve ile hiç makine olmadan sadece 1 filtre kağıdı kullanarak, yada sadece 1 cezve kullanarak da mükemmel kahve yapılabilir. Bu arada.. starbucks, illy, lavazza, segafredo, gloria jeans, tchibo, yada X firmanın Y blendini gurme kahve diyerek satması vs bunlar kesinlikle konumuz dışındadır. Ne yazıyorsam tamamı “specialty coffee” üzerinedir, diğer bahsi geçen kahvelerin yarısının satış sırasında pazarlama taktiği olarak isim kullanımı haricinde “specialty coffee” ile alakası yoktur, kalan yarısı da zaten market kahvesi tabir edilen kahvelerdir. Kötüdür tu kakadir da demiyorum, kahve sektörü içinde tamamen ayrı bir kategori ayrı bir kullanıcı kitlesi mevcut. Haa bireysel olarak bana sorarsanız tu kakadir o ayrı
Yazıyı bitirirken son sözüm –> yavaş.. aceleye gerek yok, kahveler bitmiyor, ekipmanlar kaçmıyor.. bir seferde bir adım

0 comments:

Yorum Gönder